Adı, Eleanor H. Porter'ın 1913 tarihli Pollyanna romanından türetilmiş ve her durumda mutlu olacak bir şeyler bulmaya çalışan "mutluluk oyunu" oynayan bir kızı anlatıyor. Roman, en ünlüsü 1920 ve 1960'da olmak üzere birçok kez filme uyarlanmıştır. 1969'da Boucher ve Osgood tarafından ruh bilimsel kaynakta "Polyanna" adının erken kullanımı, Polyanna varsayımını iletişimde olumsuz kelimelerden daha sık ve farklı bir şekilde olumlu sözcükler kullanma eğilimi olarak tanımladı. Bu eğilimin deneysel kanıtı, büyük metin yapısının hesaplamalı çözümlemeleri ile sağlanmıştır. Polyanna ilkesi, 1978'de Margaret Matlin ve David Stang tarafından Polyanna kök örneği kullanılarak, insanların geçmişi düşünürken sahip oldukları olumlu ön yargıyı betimleyen ruh bilimsel bir ilke olarak tanımlandı.
Pollyannacılık yaklaşımını eleştirenler de olduğu gibi savunanlar da vardır. Kişi pollyannacılık yaklaşımıyla mutlu olmaya ve iyimser bir halde olmaya çalışır. Karşılaştığı üzüntü ve sarsıcı olaylarla başa çıkmaya ve hayatın güzel yanlarını görmeye çalışır. İyimser olmak bazen "pollyannacılık oynamak" olarak nitelendirilebilir.
Özellikle kişilerin salgın döneminde kaygı düzeyleri ve olumsuz düşünceleri arttı. Gelecekle ilgili endişeleri oluştu. Her yaşadığın günün sana verilmiş bir hediye olduğunu düşünerek hayata olumlu bakmaya çalışmak salgın günlerinde bir nebze de olsa sizi rahatlatabilir. Hayatta tabiki insanlar farklı zorluklar yaşamaktadır, fakat hayata olumlu bakmak adına durumlardan olumlu sonuçlar çıkarmaya çalışmak ve geleceğe dair umutlarımızdan ve ideallerimizden vazgeçmemek önemlidir.
Bu yazımda pollyannacılık kavramını ele almamdaki amaç bizim nesil olan X kuşağında çok kullandığımız bu kavramı yeni nesil Z kuşaklara vs. aktarabilmekti.Iyı okumalar dilerim...
Pollyannacılık yaklaşımını eleştirenler de olduğu gibi savunanlar da vardır. Kişi pollyannacılık yaklaşımıyla mutlu olmaya ve iyimser bir halde olmaya çalışır. Karşılaştığı üzüntü ve sarsıcı olaylarla başa çıkmaya ve hayatın güzel yanlarını görmeye çalışır. İyimser olmak bazen "pollyannacılık oynamak" olarak nitelendirilebilir.
Özellikle kişilerin salgın döneminde kaygı düzeyleri ve olumsuz düşünceleri arttı. Gelecekle ilgili endişeleri oluştu. Her yaşadığın günün sana verilmiş bir hediye olduğunu düşünerek hayata olumlu bakmaya çalışmak salgın günlerinde bir nebze de olsa sizi rahatlatabilir. Hayatta tabiki insanlar farklı zorluklar yaşamaktadır, fakat hayata olumlu bakmak adına durumlardan olumlu sonuçlar çıkarmaya çalışmak ve geleceğe dair umutlarımızdan ve ideallerimizden vazgeçmemek önemlidir.
Bu yazımda pollyannacılık kavramını ele almamdaki amaç bizim nesil olan X kuşağında çok kullandığımız bu kavramı yeni nesil Z kuşaklara vs. aktarabilmekti.Iyı okumalar dilerim...