Çorlu, sanayisiyle, nüfusuyla, ekonomiye katkısıyla Trakya’nın en büyük ilçesi.
Ama bu büyüklüğe rağmen, sesini duyuramayan, değerini koruyamayan bir şehir haline geliyoruz.
Çünkü burada bir şeyler yapılıyor ama kimse hesap vermiyor. Birileri geliyor, görev yapıyor, sonra sessizce gidiyor.
Ne neden geldiğini tam biliyoruz, ne neden gittiğini…
Çorlu, artık sadece çevresiyle değil, yönetimiyle de kirlenmeye başladı.
Hava kirliliği, arıtmasız atıklar, plansız sanayi, yanan çöpler…
Hepsi sanki sıradanlaşmış gibi. Çünkü kimse hesap sormuyor, bu düzene de herkes alışmış gibi.
Bir sabah bakıyoruz, iyi ilişkiler kuran bir kaymakam sessizce başka bir yere gitmiş.
Sahi, bu kadar büyük bir ilçenin neden kalıcı bir yönetimi olmuyor?
Neden burada görev yapan yöneticiler, halkla bağ kurmaya başladıklarında görev yerleri değişiyor?
Yoksa Çorlu’nun huzur istemesi bazılarını mı rahatsız ediyor?
Kimse açık açık konuşmuyor, çünkü sorgulamak artık lüks.
Sadece sosyal medyada birkaç paylaşım, birkaç serzeniş…
Ama yetmiyor.
Çünkü bu şehir artık kronik sorunlara alışmakla değil, onları normalleştirmekle çürüyor.
Soluduğumuz hava kime emanet?
İnsanların her gün çöp kokusuyla, dumanla, kimyasal gazla yaşadığı bir ilçede
“modern şehir” makyajı ne kadar tutabilir?
Fabrikalar bacalarını filtresiz çalıştırıyor, çöpler açıkta yanıyor.
Olan vatandaşa oluyor, çocuğuna, yaşlısına, astım hastasına oluyor.
Gereken yapılmıyor.
Yapılan tek şey, olanı örtmek.
Her gün çevreyi kirleten, havayı zehirleyen onlarca kaynağa karşı sessizlik hâkim.
Belediyeler mi, Çevre Müdürlüğü mü, Valilik mi sorumlu?
Vatandaş bunu bilmiyor. Çünkü kimse çıkıp “Bu sorun benim sorumluluğumda” demiyor.
Sorumluluğun olmadığı yerde çözüm de olmuyor.
Ve bu kirlilik sadece havada değil.
Yönetimde de, bürokraside de, algıda da var.
Bir ilçede görev yapmanın yükü, birilerini rahatsız etmeye başladıysa, sorun o ilçede değil, sistemdedir.
İyi çalışan gönderiliyor.
Soru soran hedef gösteriliyor.
Gazeteciler susturulmak isteniyor, halk suskunluğa mecbur bırakılıyor.
İşte bu yüzden artık bu köşe var.
Çünkü biz sustuğumuzda değil, yazdığımızda nefes alabiliyoruz.
Ve şimdi buraya kırmızı çizgimizi çekiyoruz:
Bu şehir kimsenin deneme alanı değil.
Bu halk, çevresiz ve sahipsiz yaşamak zorunda değil.
Bu şehir, yönetim istikrarını, temiz havasını geri istiyor.
Adı büyük ama sesi kısık Çorlu’nun artık yüksek sesle konuşma zamanı geldi...
Yorumlar 1
Kalan Karakter: