Artık bir sokakta yürürken çocuk gülüşleri yerine, gözleri boşluğa dalmış gençleri görüyoruz...
Trakya’nın göbeğinde, gece çöktüğünde sessizleşmeyen sokaklar var.
Buralarda çocuklar misket oynamıyor artık, sessizce kayboluyor.
Bonzai, metamfetamin, uyuşturucu haplar… Hepsi neredeyse her sokağın başında, metruk evlerin arkasında, ara sokaklarda sessizce el değiştiriyor.
Bu şehirde öyle mahalleler var ki adresi herkes biliyor ama olan gençliğe oluyor.
Aileler korkuyor, güvenlik güçleri zehir satıcılarına karşı yürüttüğü mücadeleyi sürdürüyor.
Uyuşturucu, artık yalnızca “büyük şehirlerin sorunu” değil.
Küçük ilçelerin arka sokaklarına kadar sızdı.
Gençlerin ellerinde kalem olması gereken yaşta, ellerinde sarma kağıtlar, mavi haplar, kesik uçlu pipetler var.
Üstelik bu gençler kimseye yabancı değil. Komşunun oğlu, okuldan tanıdığımız bir öğrenci, sokakta selam verdiğimiz bir çocuk…
Peki, nasıl bu hale geldik?
Birçok kişi bu konuyu konuşmaktan kaçınıyor. Çünkü işin ucu aileye, eğitime, yoksulluğa, ilgisizliğe, gözetimsizliğe dokunuyor.
Uyuşturucu satıcıları sadece karanlık tipler değil artık; motosikletli gençler, gözünün içine bakarak konuşanlar, parkta yanınıza oturanlar…
Sistem öyle işliyor ki bir kere bulaşanın kurtulması mucize. Uyuşturucu bağımlılığı, sadece bir sağlık sorunu değil; bir sosyal çöküş, bir nesil kaybı.
Bazı aileler çocuklarının bağımlı olduğunu bile bilmiyor. Bazıları ise biliyor ama utancından ya da korkusundan susuyor.
Sessizlik, bu illetin en büyük dostu.
Çünkü ne kadar az konuşulursa, o kadar kolay yayılıyor. Ne kadar görmezden gelinirse, o kadar derine iniyor.
Madde bağımlılığıyla mücadele sadece kolluk kuvvetlerinin işi olamaz. Okulların, yerel yönetimlerin, ailelerin, sivil toplumun birlikte yürüttüğü bir savaş olmalı bu.
Bir çocuğu kurtarmak, sadece onun değil, bir mahallenin, bir geleceğin kaderini değiştirebilir.
Yerel yönetimler daha fazla bağımlılıkla mücadele merkezi açmalı. Belediyeler sosyal hizmet ekiplerini sahaya indirmeli.
Okullarda “uyuşturucu ile mücadele” eğitimleri verilmeli ve sadece göstermelik sunumlar olmamalı. Ve emniyet birimleri bu mahallelerde sadece operasyon yapmamalı, orada sürekli bulunmalı. Süreklilik, caydırıcılığın temelidir.
Bir çocuğun hayatını kurtarmak, bin satır haberden daha değerlidir.
Sokağın dosyası bu hafta, bir toplumun en hassas yarasına dokundu.
Bu yara kapanmazsa, hepimiz kan
kaybedeceğiz.
Bir sonraki dosyada görüşmek üzere.
Sokak susuyorsa, biz yazacağız.
Yorumlar
Kalan Karakter: