Literatürde genel olarak kuşak tanımlarına bakıldığında; 1925 ve 1945 yılları arasında doğanları ifade eden “Sessiz Kuşak”; “Bebek Patlaması” kuşağı ise 1946 ve 1964 yılları arasında doğanları; X kuşağı ise 1965 ile 1979 yılları arasında doğanlar; Z kuşağı 2000 yılından sonra doğanlar; Alfa kuşağının ise 2013 ile 2030 yılları arasında doğanlar olduğu genel kabul görmektedir.
Z kuşağı günümüzde büyük ölçüde teknolojik gelişmelerin ve yeniliklerin yaşandığı bilgi çağında doğmuşlardır. Z kuşağının özelliklerine bakıldığında; zihinsel ve psikolojik açıdan hızlı gelişim, ekip çalışmasına çok uygun olmama,eğitime ve sosyal statüye önem vermek, özgüvenlerinin yüksek olması, bağımsızlığı savunma, sosyal mecralar ile iletişim kurmayı tercih etme, analitik düşünme yeteneklerinin olması, içe dönük bir dünyalarının olması, çok kolay arkadaş edinmemeleri, teknoloji ve lüksün onlar için bir ihtiyaç olması, ne istediklerini çok iyi bilmeleri, hayatta her şeyin mümkün olduğuna inanmaları gibi özellikler sayılmaktadır (https://www.milliyet.com.tr/cocuk/z-kusagi-genclerin-dinamiklerini-degistirmeye-geliyor-1864431).
Z kuşaklarının artık üniversiteli olması eğitimde farklı bakış açılarını zorunlu kılmaktadır. Son yıllarda üniversite hocası olarak gözlemlediğim kadarıyla öğrencilerin ilgisini çekecek ve motivasyonlarını arttıracak eğitim metodlarının seçilmesi önem kazanmaktadır.
Z kuşak öğrencilerin dikkatleri çabuk dağılabilmektedir ve onlara bilgiye anında ulaşabilme fırsatını iyi değerlendirebilmeleri için bilgiyi özümseme, değerlendirme ve yorumlama konularında destek olunmalıdır. Örneğin, derslerimde ilgilerini devamlı tutmak adına öğrenci merkezli eğitim uygulamaktayım; anahtar kelime bulma, beyin fırtınası yapma, örnek olay analizi ve çeşitli diğer metodlarla derslerimi zevkli kılarak akademik hayatta 13 yıldır hoca olarak öğrencilerimden olumlu geribildirimler almaktayım.
Kendi yeteneklerinin farkında olmalarını ve kendilerini tanımalarının önemini kavratmaya çalışıyorum. Derslerimden birinde z kuşak grubundan öğrencilerime hayata dair nasıl plan yaptıklarını sordum, öğrencilerimden biri kendinden çok emin bir şekilde cevap verdi, “plansızlıkta bir plandır hocam” dedi. Diğerleri de onu destekledi. Ne demek istediklerini sorunca tatmin edici açıklamalarda bulunamadılar, ama kendilerince çok açıklayıcı cevap veriyorlardı, ben de konuyu toparladım. Hayata bakış açıları çok farklı olmaktadır. Onların bakış açılarını da anlamak önemlidir.
Bir de burada vurgulamak istediğim önemli nokta; cümlelerini ifade etmekte problem yaşayanlar da oluyor “Yaa hocam işte öyle bir şey” gibi ifadelere de sıkça rastlamaktayım. Aynı anda birçok teknolojik aleti hızlı bir şekilde kullanabilen z kuşak öğrencilerim, gözlemlediğim üzere maalesef bir konudan bahsederken ya cümleleri oluşturmakta zorluk çekiyorlar ya da hiç konuşmak istemiyorlar. Ben de o zaman bir kağıt çıkarıp düşüncelerini yazmalarını istiyorum tablet, telefon vs. teknolojik araçlara yatkın oldukları için bu konuda zorluk çekmiyorlar. Ayrıca bazen derslerde grup çalışması yapmalarını istediğimde çoğu yapmak istemiyor maalesef. Bu sebeple bu gençlerin potansiyellerini ortaya çıkarmak adına desteklenmeleri gerektiğini, sadece konu anlatımlarının yeterli olmadığını derslerde motivasyonlarını arttıracak ve ifade etme yeteneklerini geliştirecek metodlar uygulanması gerektiğini düşünmekteyim.
Eğer okulda dersle ilgili kendilerini geliştirecek sorumluluk ve görev verildiği takdirde sorumluluğun ve görevin amacı net olarak açıklanırsa bunları yerine getirmekte istekliler, çünkü bazen “hocam bu işi yaparsam bana ne kazandıracak” diye soranlar oluyor. Bu sebeple Z kuşak gençlere katılımcı, teşvik edici ve güdüleyici eğitim yöntemleri uygulanmalıdır.
Özellikle üniversiteye gelmeden lise eğitimi de z kuşaklarını yeni koşullara göre yönlendirmelidir. Üniversitelerin Z kuşaklarına yönelik gerekli teknolojik altyapıya da sahip olmaları önemlidir. Z kuşağı gençleri ayrıca girişimciliğe meraklı bu konuda da gençlerin iyi bir şekilde yönlendirilmeleri de önem arz etmektedir.
Z kuşağı gençleri aynı zamanda staj yapmak istemektedirler. Yurtdışı eğitim ve çalışma imkanı için de uğraşmaktadırlar. Gençleri özellikle bu konuda da üniversitelerin bilgilendirmesi gerekmektedir. Üniversite sonrası kariyer sürecinde de gençler bilgilendirilmelidir. İletişim konusunda desteklenmelidirler.
Sonuç itibariyle, z kuşak gençleri doğru şekilde yönlendirebilmek, onların motivasyonlarını arttırmak, kişisel gelişimlerini desteklemek, onlarla etkili iletişim kurmanın yollarını aramak önemlidir. Çünkü geleceğimiz gençlerimizdir.
Doç.Dr.Yeliz YEŞİL
Trakya Univ.Çalışma Ekonomisi ve End. İlşkileri Bölümü,Edirne
Z KUŞAĞI VE ÜNİVERSİTE EĞİTİMİ
Yayınlanma :
28.09.2020 21:08
Güncelleme
: 28.09.2020 23:24
YAZARIN DİĞER YAZILARI