TEKİRDAĞ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, "Deniz çayırları gözlemlerinde azalma, türlerde yok olmayla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Denizdeki canlıların ihtiyaç duyduğu oksijeni üreten en temel ekosistem öğesidir, deniz çayları. Dolayısıyla deniz çayırlarının azalması, balık türlerinin azalması, yok olması, oksijensiz bir yaşam koşullarının oluşması demektir" dedi.
NKÜ Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, Marmara Denizi başta olmak üzere, ülke genelindeki denizlerde, deniz çayırı üzerinde yapılan gözlem sonuçlarını değerlendirdi. Gözlemlerde, deniz ekosistemi için hayati öneme sahip deniz çayırlarında azalma, bazı türlerde ise yok olmak tehlikesi yaşandığını gördüklerini belirten Prof. Dr. Tecer, "Deniz çayırları üzerinde yaptığımız son zamanlardaki gözlemlere baktığımız zaman, deniz çayırlarında bir azalma, türlerde bir yok olmayla karşı karşıya olduğumuzu ne yazık ki görüyoruz. Denizin derinlerinden gelen görüntülerden bunu anlıyoruz, yaptığımız incelemeler neticesinde de. Peki deniz çayırı nedir? Nasıl ki karalarda ormanlarımız var ve bunlar oksijen kaynağımız ise denizlerde de deniz çayırı, denizin ormanları. Denizdeki canlıların ihtiyaç duyduğu oksijeni üreten en temel ekosistem öğesidir, deniz çayları. Dolayısıyla deniz çayırlarının azalması demek, balık türlerinin azalması, yok olması, oksijensiz bir yaşam koşullarının oluşması demektir. Dolayısıyla deniz çayırları bu anlamda okyanuslar için hayati bir önem taşıyor" diye konuştu.
'KORUNMALARINA YÖNELİK KILAVUZ HAZIRLIYORUZ'
Deniz çayırlarının sayısındaki azalmayı takip ettiklerini belirten Prof. Dr. Tecer, "Deniz çayırlarının üzerindeki bu baskıları, bu azalmayı uzun süredir müşahede ediyorduk. Ne yapılabilir konusunu düşündüğümüz zaman da özellikle Karadeniz'de, Karadeniz'de kıyısı olan ülkelerle beraber buradaki deniz çayırlarının mevcut durumunu, azalma durumlarını ve önümüzdeki yıllarda insan faaliyetleri sonucunda oluşabilecek etkileri ortaya koymak amacıyla bir Avrupa Birliği projesi yazdık. Üniversitemizin yürütücülüğünde Ukrayna, Moldova ve Bulgaristan'dan partnerlerimizin olduğu bir Avrupa Birliği şu anda gerçekleştiriyoruz. Biz bu kapsamda Karadeniz'deki deniz çayırlarının korunmasına yönelik bir kılavuz hazırlıyoruz. Yani müsilajın korunmasıyla alakalı nasıl politika yapıcılar bir politika yapmaya ihtiyaç duyuyorlarsa, deniz çayırlarının korunmasına yönelik olarak da bu kılavuzu politika yapıcılara bir yön vermesi amacıyla hazırlamış olacağız. Burada biz aslında ÇED raporları sürecine, deniz çayırlarının da girmesi gerektiğine işaret edeceğiz. Çevresel etki değerlendirme raporları biliyorsunuz, bir faaliyetin yapıldıktan sonra çevreye olan etkilerini dikkate alıyor. Ama ulusal mevzuatımızda deniz çayırlarının korunmasına yönelik ÇED kapsamında doğrudan bir yaptırım, doğrudan bir konu, doğrudan bir başlık bulunmuyor. Bunun bulunması gerektiğini söyleyeceğiz yapacağımız bu kılavuzda" dedi.
'FARKINDALIK OLUŞMASI GEREKİYOR'
Prof. Dr. Tecer, deniz çayırının korunmasının önemine değinerek, "Deniz çayırlarıyla ilgili önce bir bilginin yayılması, bir farkındalığın oluşması gerekiyor. Bazı sahillerde, turizm amaçlı alan açmak için bile deniz çayırlarının denizin içerisinden kopartılarak atıldığına şahit olduk. Yani bu bilerek mi, bilmeyerek mi yapılan bir şey bilmiyoruz ama eminim o deniz çayırlarının denizin içerisindeki canlıların oksijen kaynağı olduğunu bilse ya da bilsek, bu tür hareketlerden kaçınmış olacağız. Dolayısıyla önce bir bilgilendirme yapmamız gerekiyor. Sonra da balıkçılık, kıyıdaki yapılaşma ve deniz taşımacılığıyla alakalı faaliyetlerimizi deniz çayırlarına zarar vermeyecek şekilde modellememiz, tekrar gözden geçirmemiz ve buna göre hareket etmemiz gerekiyor. Bunun için de yasal bir düzenlemeye ihtiyaç var her şeyden önce" ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Kalan Karakter: