Kaya gazı, yeraltında şist adı verilen kayaçların içine sıkışmış olan bir çeşit doğalgazdır. Kömür yatağı metanı, sıkı kumtaşı ve metan hidratlarla birlikte, doğalgaz kaynakları arasında yer alıyor. Kayanın öncelikle hapsettiği gazı serbest bırakır hale getirilmesi gerekiyor. Bunun için de hidrolik kırılma yani ‘Fracking’ denilen gazın bulunduğu kayanın içinde kırılmalar yaratıp basınçlı suyla yüzeye çıkarılıyor.
İNSANA ZARARLI VE DEPREM TEHLİKESİ YARATIYOR
Özellikle enerji fakiri ülkeler için önemli bir fırsat yaratacağı belirtilen kaya gazı ile ilgili endişeler de bulunuyor. Başta İngiltere olmak üzere Avrupa ülkeleri, kaya gazının çıkarılması sırasında kullanılan kimyasal maddelerin yer altı sularına karışma ihtimali bulunduğunu ve bunların insan sağlığına oldukça zararlı olduğu konusunda ısrarcı. Öte yandan, yeraltındaki büyük kayaçlara kırılma işleminin, depremlere yol açabileceği öngörülüyor. İklim değişikliği uzmanları da kaya gazının bir fosil yakıt olduğunu ve yüksek oranda karbondioksit içerdiği için endişeli.
CİDDİ ORANDA YERALTI SULARINI KİRLETEBİLİR
ABD Massachusetts Institute of Technology (MIT) tarafından 2011 yılında yayımlanan rapora göre, son 10 yılda hidrolik çatlatma uygulanan 20 bin kuyuda tespit edilen sorunlar incelendi ve sadece 43 ciddi su kirliliği olayına rastlandı. Bu 43 vakanın 21’inde yeraltı suyunun gaz ve hidrolik çatlatma sıvısı ile kirlendiği, 15’inde şantiye çevresinde yüzeyde kirlilik oluştuğu, 4’ünde su çekimi ve hava kirliliği sorunlarının ortaya çıktığı diğer 3’ünde ise atık toplama sorunlarının bulunduğu görüldü. Aynı raporda, “Bu konudaki riskin büyük olduğu ve sadece birkaç kuyudaki hatalı işletmenin bile ciddi çevre sorunları yaratabileceğine dikkat edilmesi gerektiği” ifade edildi.
YAPILAN İŞLEM OLUMLU DEĞİL
Bazı profesörler konunun daha iyi araştırılmasının gerektiğini belirterek, “Türkiye’de rezerv var demek yanlış. Potansiyel var ama o potansiyelin rezerve dönüşüp dönüşmeyeceği belli değil. Çok da olumlu olduğu söylenmiyor. Hala araştırma safhasında daha da araştırılması gerek. Büyük rakamlara dönüşmesi için bütçenin ayrılması, araştırmanın yapılması gerekiyor. Birileri çıkıp Türkiye’nin çok büyük rezervlere sahip olduğunu söylüyor ama daha potansiyel belli değilken rezervden söz etmek çok yanlış olur.
KAYA GAZI ÇIKARILMASINDA BAZI RİSKLER VAR
Kaya gazının çıkarılması sırasında bazı riskler var. Mikro depremlerden söz etmek de mümkün. Ama dikkatli yapıldığında ve doğru tasarlandığında bu risk iner. Enerji, su ve gıda politikaları bir arada değerlendirmeli. Kaya gazının çıkartılması sırasında oldukça yüksek oranda suya ihtiyaç duyulacak. Bu durum, Türkiye’de suyun bulunduğu bölgelerde tahsisi açısından sorun yaratabilir. Yer altı sularının kirlenmesi mümkün. Bu nedenle de özellikle Trakya ve Güneydoğu’daki yer altı sularıyla ilgili ciddi çalışmalar yapılması gerekiyor. Örneğin, ABD, suyun kirlenmesini önlemek amacına hizmet eden yönetmeliğini daha katı hale getirdi" ifadelerine yer verildi.
TRAKYAYI ZEHİRLEYECEK
Trakya’da bu yıl içinde ilk sondaj ve arama kuyusu açılacak. Kaya gazı için açılan bir kuyuya her basınçta yaklaşık 15 ila 20 bin metre küp su kullanılırken kuyu için toplamda ortalama 300 bin metreküp kimyasal maddelerin kullanıldığı su yeraltına basılacak. Bu suların bir kısmı yeniden kullanılmak üzere yüzeye alınırken, kalan kısmı yeraltındaki akiferlere yani yeraltı sularına karışarak yeraltı suyunun geri dönülmez biçimde kirlenmesine neden olacak. Zamanla yeryüzüne kadar çıkan bu sular dereleri, ormanları, tarım arazilerini, içme suyu havzalarını zehirliyor. Yeraltından su alan çiftçiler ve kentler, artık bu suyu kullanamaz hale gelirken, çeşmelerinden zehirle birlikte gaz çıkışları başlıyor. Sular tamamen kirli ve asla kullanılamaz hale gelecek. Tüm bu süreçler engellenemez ise artık bölgede tarım faaliyeti yapılamayacağı gibi kentler ve kırsal alanlar da yaşanmaz hale gelecek, su havzaları tamamen hem tüketilecek hem de zehirlenecek. Bölgede bulunan akarsular, göller, göletler de bu sürece bağlanarak bölgenin sonu gelecek.
Yorumlar
Kalan Karakter: