TARIM ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Afire Sever, "Değişen iklim şartlarında her geçen gün su fakiri ülke konumuna ilerliyoruz. Çünkü ülkemiz Türkiye, yarı kurak iklim kuşağı içerisinde yer alıyor. Bununla beraber iklim değişikliği etkilerinden en çok etkilenen Akdeniz iklim kuşağı içerisindeyiz. Dolayısıyla iklim değişikliği etkilerine karşı da kırılgan bir yapı olan ülkemizin güçlendirilmesi lazım. Bu kırılgan yapının güçlendirilmesi için de iklim değişikliğiyle uyum kapasitemizin arttırılması lazım" dedi.
Avrupa Birliği ile Türkiye arasında yürütülen Meriç-Ergene Havzası Taşkın Risk Yönetimi Yardım Projesi kapsamında Edirne'de 'Uluslararası Taşkın Risk Yönetimi Sempozyumu' gerçekleştirildi. Kentte bir otelde gerçekleştirilen sempozyumun açılışına; Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Afire Sever, Yunanistan'ın Edirne Başkonsolosu Aris Radiopoulos, Bulgaristan'ın Edirne Başkonsolosu Radoslava Kafedzhiyska, kurum ve kuruluş temsilcileriyle çok sayıda davetli katıldı.
'25 HAVZAMIZDA TAŞKIN RİSK YÖNETİMİNİ HAZIRLAMIŞ OLACAĞIZ'
Açılışta konuşan Su Yönetimi Genel Müdürü Sever, Türkiye'deki 25 havzanın 5'inin sınırı aşan havzalar olduğunu, Meriç-Ergene Havzası'nın da bunların arasında yer aldığını söyledi. Nehir üzerinde su yönetiminin oluşturulmasının önemine vurgu yapan Sever, "Biz Türkiye olarak Avrupa Birliği'ne giriş aşamasında olan bir ülkeyiz. Birçok konuda Avrupa Birliği'nden desteklerle gerek planlarımızı oluşturuyoruz gerekse de yatırımlarımızı yapıyoruz. Bu noktada özellikle 2011 yılında Su Yönetimi Genel Müdürlüğü kuruldu. Bunun kuruluş amacı, özellikle havza bazında yönetim sistemini Türkiye'de yaygınlaştırmaktı. Bu noktada biz şu anda bu projeyle birlikte 25 havzamızda taşkın risk yönetim planımızı hazırlamış olacağız. Bununla beraber 6 havzamızda da gözden geçirme çalışmalarımıza devam ediyoruz. Su tahsis binalarımızı, havza yönetim planlarımızı hazırlıyoruz" dedi.
'SU KAYNAKLARI YÖNETİMİNDE PLANLAMA ÇOK ÖNEMLİ'
Suyun membasından mansabına kadar kurulan iyi bir sistemle entegre yönetilmeye ihtiyacı olduğunu kaydeden Sever, "Dolayısıyla bizim hazırladığımız planlarımızda da kaynağımızı miktar ve kalite olarak sürdürülebilir yönetimini sağlayacak bütün araçları analiz ediyoruz, tedbirlerimizi belirliyoruz, tedbirlerden sorumlu kurumlarımızı ortaya koyuyoruz, finansman kaynak ihtiyacını koyuyoruz ve bunları uygulamaya esas bir takım eğitim ve farkındalık çalışmalarımızı yerine getiriyoruz" diye konuştu.
‘İKLİM DEĞİŞİKLİĞİYLE UYUM KAPASİTEMİZİN ARTTIRILMASI LAZIM’
Sever, Türkiye'nin su kaynakları bakımından, su stresi altında olan bir ülke olduğunu belirterek, "Bu noktada su kaynakları bakımından su stresi altında olan bir ülkeyiz. Değişen iklim şartlarında da her geçen gün su fakiri ülke konumuna ilerliyoruz. Çünkü ülkemiz Türkiye, yarı kurak iklim kuşağı içerisinde yer alıyor. Bununla beraber iklim değişikliği etkilerinden en çok etkilenen Akdeniz iklim kuşağı içerisindeyiz. Dolayısıyla iklim değişikliği etkilerine karşı da kırılgan bir yapı olan ülkemizin güçlendirilmesi lazım. Bu kırılgan yapının güçlendirilmesi için de iklim değişikliğiyle uyum kapasitemizin arttırılması lazım. İklim değişikliği kuraklık ve taşkınla kendisini gösteriyor. Orman yangınlarıyla kendisini gösteriyor. Bu noktada iklim değişikliğiyle uyum kapasitemizi arttırmak için risklerimizi analiz ediyoruz. Dolayısıyla bir yandan kuraklıkla mücadele ediyoruz, bir taraftan taşkınla mücadele ediyoruz, aynı zamanda yangınlarla mücadele için kapasitemizi geliştiriyoruz" dedi.
'TAŞKIN OLDUKTAN SONRA DA MÜDAHALE ÇOK ÖNEMLİ'
Taşkın gibi afetlere hazırlıklı olmak için çalışmalar yaptıklarını kaydeden Sever, "Taşkın olduktan sonra da müdahale çok önemli. Bu noktada da AFAD koordinasyonunda ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımızın imkan ve kabiliyetleri seferber ediliyor. Biz ülkemizde taşkın yönetim sistemi kurmaya çalışıyoruz. Şunu gördük ki biz, taşkın olmadan önceki tedbirleri uygulamaya geçirebilirsek ekonomik kayıpları da azaltacağız. Çünkü taşkın ister kuru dere olsun ister normal akarsu olsun suyun kendi havzasına sığmayarak, etrafındaki yerleşim yerlerine, tarım alanlarına ve ekosisteme zarar veriyor, biyoçeşitliliği yok ediyor. Dolayısıyla gerek can gerek de mal kaybını minimize etmek için taşkın risk ve tehlike haritalarını oluşturup, tedbirleri önceden alabilmemiz lazım" diye konuştu.
'ERKEN UYARI VE TAHMİN SİSTEMLERİMİZİ KURUYORUZ'
Sever, "Bununla beraber iklim değişikliğiyle uyum kapasitenizi arttırmak istiyorsanız, erken uyarı sisteminin de olması lazım hem kuraklık hem de taşkın için. Tarım ve Orman Bakanlığı olarak biz hem kuraklık hem de taşkın için erken uyarı ve tahmin sistemlerini kuruyoruz. Bu bölgemizde de Meriç -Ergene'de de 90'dan fazla noktada modelleri geliştirdik, sistemi kurduk. Taşkınla, kent selleriyle gelen suları daha önce tarihte yapıldığı gibi, sarnıç vari yapılarla toplayarak yeniden kullanabilmemiz lazım. Bununla berber yer altı su depolarımızı arttırmamız lazım, suyun kaynağını korumamız lazım. Suyu tüm sektörlerde verimli kullanmamız lazım. İşte bu noktada ülkemizde en üst seviyede konu ele alınmakta. Su sınırlı bir kaynak. Medeniyetler suyla var olmuş, susuzlukla yok olmuş. Dolayısıyla biz bu noktada, dünya geleceği için herkese 'bir damla da sen ol' diyoruz" dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: