TÜRKİYE Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, küresel ısınmayla birlikte, yüksek sıcaklıklar ve yağışsız geçen mevsim nedeniyle ayçiçeğinin bu yıl da kuraklıktan etkilendiğini belirterek, "Tarlalarda gördüğümüz kadarıyla şu an kuraklığın stresini bu ürün yüklenmiş durumda. Üreticimiz yağış bekliyor" dedi.
TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, Tekirdağ'ın Ergene ilçesi İğneler Mahallesi’nde üreticilerle buluştu. Bayraktar, çiftçilerle sohbet etti ve ayçiçeği tarlasında da inceleme yaptı. Ergene Belediye Başkanı Müge Yıldız Topak ve Çorlu Ziraat Odası Başkanı Ali Topuz ile üreticilerin de katıldığı incelemenin ardından açıklama yapan Bayraktar, ayçiçeğinin üretiminin yüzde 35'ini Trakya'nın karşıladığını belirtti. Bayraktar, "Çok önemli bir ürünümüz. Yüzde 40-45'ini yağ olarak temin ediyoruz. Türkiye’de yağ tüketiminin yüzde 80’ini de yine ayçiçeği yağı olarak tüketiyoruz. Tabii son iki yıla baktığımızda 2023 ve 2024 yıllarına değerlendirdiğimizde 2,5 milyon ton olan üretimimizin 2,2 milyon tona düştüğünü görüyoruz. Kuru alanda ayçiçeği üretimi yapıyoruz en büyük sıkıntımız bu, ayçiçeğini sulama imkanımız yok. Geçen yıl ayçiçeği üretimimiz kuraklık etkilendi" dedi.
Bayraktar, "Şimdi bu sene yine ayçiçeği üretimimiz, kuraklıktan etkilenmiş görünüyor. Tabii şu açıdan da çok önemli; Türkiye küspe, tohum ve yağ ihtiyacının tamamını karşılayamıyor. Yani yüzde 28’i yurt dışından ithal olarak geliyor. Dolayısıyla yerli üretimi arttırmak zorundayız. Tohum, yağ ve küspe ithalatına da 2024 yılında 1,6 milyar dolar ödedik. Bu ciddi bir rakam. Şimdi burada bu kadar bizler için önemli olan hem üretici için hem de bu ürünü tüketen vatandaşlarımız için çok önemli olan ürünümüz bu sene ciddi bir kuraklık tehdidiyle karşı karşıya. Yani bahçelerde, tarlalarda gördüğümüz kadarıyla şu an kuraklığın stresini bu ürün yüklenmiş durumda. Bugünlerde üreticimiz yağış bekliyor. Bu yağışlar, bugünlerde gelirse ürünlerin bir kısmını kurtarmak mümkün olabilir. Üzülerek ifade ediyorum, bazı bölgelerimizde kuraklık nedeniyle ayçiçeği tarlaları sürüldü. Yani yağışlar gelmezse bu bölgede de belli ki ayçiçeği tarlaları sürülecek" diye konuştu.
‘ÜRETİCİ YAĞIŞ VE FİYAT BEKLİYOR’
Üreticinin yağış ve iyi bir fiyat beklediğini anlatan Bayraktar, “İnşallah yağışlar bugünlerde gelir. İkincisi, üreticimiz fiyat bekliyor. Yani yağış ve fiyat bekliyor. Yağış gelirse, iyi bir fiyat üreticimiz bulabilirse üreticimiz üretimine devam eder, mutlu olur, tarlasında kalır, üretimine devam eder. Aksi takdirde ayçiçeği üretiminden vazgeçecek, bu net olarak görülüyor. Bu sene de benim gördüğüm inşallah yağışlar gelir, fiyat alırız ve üreticimizi memnun ederiz. Aksi takdirde ayçiçeği üretiminden çiftçimiz bazı yerlerde şu an vazgeçti. Bu bölgede de vazgeçmek zorunda kalacak” diye konuştu.
‘AFETLERİN SAYISI VE ŞİDDETİ ARTIYOR’
Son yıllarda afetlerin sayısında ve şiddetindeki artışa değinen Bayraktar, “Doğal afetler, çiftçimizi fevkalade zorluyor. 10 sene evvel 500 civarında olan afet sayısı 2024 yılında 1557’ye kadar geldi. Afetlerin sayısı artıyor fakat çok daha önemli olan bir şey var, afetlerin şiddeti artıyor. Bakın ben buraya gelinceye kadar 50 vilayeti bitirdim. 50 tane ilimize gittim, ilçelere gittim bu 2,5 ay içerisinde. Bahçelerde çiftçilerimizle buluştuk, açıklamalar yaptık ama gördüğüm manzara iç açıcı değil. Bir defa özellikle dondan çok büyük bir zarar görmüş durumda çiftçimiz. Bakın bunu net söylüyorum. Yüzde 100’e varan oranda zararlar gördük. Sadece don değil, dolu zararları oldu, aşırı yağışlar oldu, bazı yerlerde fırtına oldu. Ama her gittiğim yerde şuna işaret ettim. ‘Türkiye’yi daha büyük bir afet bekliyor. Dona takılıp kalmayalım. Tamam bu büyük bir afet, tarihte gördüğümüz en büyük don afetini yaşıyoruz. Bu tamam ama daha büyük bir afet bizi bekliyor’ dedim. Bu afetin adı da kuraklık. Ve önümüzdeki yıllarda Türkiye, su fakiri bir ülke olacak. Bugün 1300 metreküp olan kişi başı su tüketim miktarı 1000 metreküpün altına düşecek. Akdeniz havzasındaki bütün ülkeler bundan etkilenecek. 3-5 sene sonra Türkiye, su fakiri ülke olacak. Bunun tedbirlerini almamız lazım dedim" ifadelerini kullandı.
‘TASARRUF TEDBİRİNİN ÖNCE TARIMDA ALINMASI LAZIM’
Sahadaki sorunları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a anlattıklarını söyleyen Bayraktar, "Sahada gördüklerimi Ankara'da 2 defa Sayın Cumhurbaşkanımızla bir araya gelerek, arz ettim. Maliye Bakanımıza, Çalışma Bakanımıza, Tarım Bakanımıza arz ettim sahadaki sorunu. Çiftçimize destek istedik. Sulama yatırımlarının Türkiye'de hızlı bir şekilde bitirilmesi gerektiğini ifade ettik. Sulama randımanının arttırılması lazım, kaynağından tarlaya kadar suyun yarısını kaybediyoruz. Açık sistemler üzerinde tabii bu kanalların muhakkak kapalı sistem haline getirmemiz lazım. Çok daha önemli olan bir şeyi söyleyeyim. Suyun yüzde 77'sini tarım sektörü kullanıyor, sanayi ve hizmet sektörü, binalar, evler değil, biz kullanıyoruz. Yani tasarruf tedbirlerinin önce tarım sektöründe alınması lazım. Bazı yerlerde görüyorum vahşi sulama yapıyoruz. Vahşi sulamadan vazgeçmemiz lazım ve bütün çiftçilerimizi Türkiye'de zorunlu olarak basınçlı sulama sistemlerine geçirmemiz gerekiyor vereceğimiz desteklerle” diye konuştu.
‘ÇİFTÇİMİZİ DESTEKLEMEKTEN BAŞKA ÇAREMİZ YOK’
Tarımın çok stratejik bir sektör haline geldiğine vurgu yapan Bayraktar, "Bazı ürünleri önümüzdeki yıllarda belki bulamayacağız. Bulursak da çok pahalı almak zorunda kalacağız. Yelkenleri artık tarıma çevirmekten başka çaremiz kalmadı. Tarımda çiftçimiz göç veriyor. Sayın Cumhurbaşkanıma rakamları verdim. 18-32 yaş arasında çiftçimizin, yani gençlerimizin oranı yüzde 5'e kadar düştü. Gençlerimizi tarımda tutamıyoruz. Gençlerimize destek vermemiz lazım. Asgari ücretle gidip çalışıyorlar büyükşehirlerde, başka yerlerde ama buradan kopuyorlar. Bize bunlar lazım. Bugün Suriyelilerle. Afganlılarla vaziyeti idare ediyoruz ama onlar da kendi memleketlerine döndüklerinde biz üretimi neyle sağlayacağız? Dolayısıyla çiftçimizi desteklemekten başka çaremiz yok. Çiftçimizin arkasında duracağız. Çiftçimizin tarlada üretim yapmasını sağlayacağız" dedi.
Ergene Belediye Başkanı Müge Yıldız Topak da yaşanan don olayının sonrasında kuraklığın ciddi anlamda hissedildiği ifade ederek, "Bugün gerçekten günümüzün sorunu susuzluk, çiftçilerimiz ve tarım ülkemizin can damarı. Ama kuraklıktan dolayı günden güne çiftçilerimiz zor durumdalar. Dondan sonra hemen çok yakın bir zamanda kuraklığı da ciddi anlamda yaşayamaya başladık. Sağ olun bizleri kırmadınız bugün Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanımızın bizlerle olması çözümler noktasında bizlere çözümler üretmesi çok kıymetli. Çiftçilerimiz adına çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: