General Arı, 'Arkadaşlarım Suçsuz, Hata bana ait'

TAKİP ET

Şener Urfa (ÇHBR)-Edirne'de 15 Temmuz darbe girişimi sırasında adı örgütün sözde sıkıyönetim listesinde sıkıyönetim komutanı olarak geçen 54'üncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hidayet Arı, tutukluluk kararına ilişkin yaptığı savunmasında '54. Tugay'da kalkışma kapsamında hiçbir şey yapılmadı. Burada bulunan bütün arkadaşlarım masumdur" dedi.

Edirne’de 15 Temmuz darbe girişimi sırasında adı örgütün sözde sıkıyönetim listesinde sıkıyönetim komutanı olarak geçen 54’üncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hidayet Arı’nın da aralarında bulunduğu 8’i tutuklu 22 sanığın yargılanması devam ediyor.

Edirne 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nde "Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Yasama Organını Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs, Silahlı Terör Örgütü Üyesi Olmak" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istenen tutuklu askerler yoğun güvenlik altında Edirne Adliyesi’ne getirildi.

Duruşmanın 3. gününde Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonunda yapıldı. Duruşmaya tutuklu yargılanan Hidayet Arı, Ali Soylu, Ramazan Altun, Ekrem Tekinarslan, Bülent Yılancı, Oğuzhan Çelik duruşma salonunda hazır edilirken, Kağan Kaya ve ismet Sezgin SEGBIS sistemiyle katıldı.

SEGBIS sistemiyle ifade veren Kağan Kaya; 15 temmuz gecesi zırhlı araçlarla kışladan çıktıklarını, İstanbul'a darbecilere müdahale etmek için gideceklerini ve polislerin kendilerine izin vermeyince zırhlı araçları tamire getirecekleri yalanını söylediklerini belirtti.

"ZIRHLI ARAÇLARLA ÇIKIŞ YAPTIK"

Kaya, “Tugay’a sıkıyönetim direktifi adı altında çok sayıda belgeden ibaret emir gelmiş. Ben bu emri gördüm, ancak emrin içeriğinde çelişkili hususlar vardı. Bana askeri hiyerarşi içerisinde makul olmayan bir üslup ile düzenlenmiş gibi hissettim. Meriç’te bulunan gazinodaki askerlerin güvenliğini sağlamak amacıyla oraya zırhlı araç gönderdim. Yurt genelindeki bu kalkışmadan dolayı köprü üzerinde güvenlik birimlerince araçlar çekilmek suretiyle tedbir alındığı bana söylenmişti. Bunun üzerine ben aracı geri kışlaya çektim. Daha sonra ikinci kez iki tane paletli zırhlı araç ile üzerinde toplam 6 personel olduğu halde Tugay komutanının emri ile tekrar o bölgeden geçmek istediğimde yine yolun kapatıldığını gördüm. Bu araçlarla gitme sebebim tamamen Şahap Tuncer Kışlasında o gece meydana gelebilecek olay nedeniyle doğan zafiyeti engellemeye yönelik bir olaydı. Ancak geçişime izin verilmedi.

"ZIRHLI ARAÇLARIN TAMİRE GİTTİĞİNİ SÖYLEDİM"

Yolun kapalı olduğunu görünce Tugay’daki Kurmay Başkanı Binbaşı Ekrem Tekinarslan’ı aradım. Yolun kapalı olduğunu, geçemediğimi söyledim. Ekrem bana aracı ittirerek geçip geçemeyeceğimi sordu. Hatta tankta mı geçemez diye sordu. Ben de sinirlenerek ‘salak mısın ben bir şekilde buradan geçerim, yüzerek de geçerim, ateş ederek de geçerim, vurarak da geçerim, Yunanistan'dan da geçerim sonra ne olacak’ dedim. Bana komutanımız ‘sıkı yönetim komutanı’ dedi. Bende daha sonra polislere darbe amaçlı anlaşılmasın diye paletli zırhlı aracın Çorlu'ya tamire gideceğini söyledim.

" DARBECİLERE MÜDAHALE EDİLECEK DENDİ"

İlerleyen saatlerde kışlaya döndüğümde Ramazan Yarbay ile otururken Ekrem Binbaşı beni arayarak İstanbul'a darbecilere müdahale edileceğini bildirerek, sadece zırhlı araçlarla ya da sadece personelle gidilecekmiş gibi hazırlık yapmamızı söyledi. Bu arada muhabere merkezinde haber izlerken bazı Tugay komutanlıklarının darbeye müdahale için yola çıktıklarını öğrendim.”

Mahkeme heyeti duruşmaya ileri bir tarihe erteledi.